GENİZ ETİ VE BADEMCİK HASTALIKLARI

Bazı tıbbi sorunlar ihmal edildiklerinde çok daha önemli ve kalıcı sorunlara neden olabilir. Hele ki çocuk KBB sorunları ciddiye alınmazsa ya da çocukken önlem alınmazsa ilerleyerek ömür boyu kalıcı hastalıklara sebep olabilir. 

 

Erişkinlerde geniz eti çok nadir bademcik sorunları ise çocuk yaş grubuna göre daha sıkıntılı olabiliyor. Erişkinlerde bademcik ameliyatları nda maalesef ağrı ve kanama riski daha yüksek oluyor. 

 

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Prof Dr Ozan Özgürsoy, bademcik (tonsil) ve geniz eti (adenoid) büyümesinin veya iltihaplanmasının bu duruma en iyi iki örnek olduğunu söylüyor. Dr Özgürsoy’a göre çoğu zaman ciddiye alınmayan bademcik ve geniz eti büyümesi, çocuklarda sık üst solunum yolu enfeksiyonu, düzelmeyen öksürük, orta kulakta sıvı birikimi ve işitme kaybına neden olabilir. Oyun ve okul çocuklarındaki burun tıkanıklığı, ağzı açık uyuma ve horlama da çoğu zaman büyümüş geniz eti ve büyümüş bademcik nedeniyle olur. Geniz eti ve bademcik havayolunun dörtte üçünü tıkayacak boyuta ulaştığında ise çocuklarda hayati önem taşıyan uyku apnesi (çocuklarda uykuda 5 saniyeden uzun nefes kesilmesi)  ve buna bağlı olarak çocuklarda büyüme gelişme geriliği ile zeka geriliğine neden olabiliyor. 

 

Geniz bölgesi, burun en arkasında ve küçük dil-yumuşak damak gerisinde yer alan önemli bir kavşaktır. Orta kulak havalanması ve basınç ayarlaması ile görevli östaki borusu da kulaktan genize açılır. Geniz eti bu önemli kavşağı kapatınca çocuklarda orta kulakta sıvı birikimi şeklinde özel bir orta kulak iltihabı olabiliyor. Sıvı birikimi tedavi ve takip ile düzelmezse kulak zarında incelme, çökme, işitme kaybı ile sonuçlanabilir. Bu durumda kalıcı işitme kaybını engellemek amacıyla kulak tüpü takılması ile birlikte geniz eti ameliyatı yapılsa bile geç kalınmış çocuklarda ömür boyu sürebilecek kronik orta kulak iltihabı ve işitme kaybı gelişebiliyor.

 

Geniz etine bağlı kronik burun tıkanıklığı, diş, dişeti ve çene gelişimini bozuyor. Bazı çocuklar ergen yaşlardadiş teli tedavisi gerektirecek ortodontik sorunlar yaşayabiliyor.

 

Sık tekrarlayan bademcik enfeksiyonları yalnızca ateş, genel durum bozukluğu, boğaz ağrısı, ağız kokusu yapmıyor eklem romatizması, göz ve böbrek sorunları ve kalp kapakçıklarında bozulmalar gibi kalıcı sorunlara neden olabiliyor.

Geniz eti ve bademcik büyümesi belli düzeye ulaştığında çocuklarda beden ve zeka gelişimini bozuyor. Çocukların uyku kalitesini düşürüyor. Sık orta kulak iltihabı ve orta kulakta sıvı birikimi nedeniyle işitme kaybı oluyor. Tüm bunlar da çocukların konsantrasyon ve okul başarısını olumsuz etkiliyor

Uyku apnesi varsa, diş-çene gelişim sorunları varsa, 3 aydır düzelmeyen kulakta sıvı varsa, büyüme gelişme zeka geriliği şüphesi varsa bademcik ve geniz eti ameliyatı kaçınılmaz olabilir

 

Ameliyat için belirlenmiş bir yaş sınırı yok. Ancak özellikle bademcik ameliyatları, daha az oranda geniz eti ameliyatları kanama riski olan ameliyatlardır. Yukarıdaki şikayet ve bulgular çocuğunuzda varsa mutlaka 


Prof Özgürsoy, şahsi prensip olarak 1 yaş altında geniz eti ameliyatı, 4 yaş altında bademcik ameliyatı yapmayı tercih etmediğini bildirdi ancak çocukta kalıcı bir sorun söz konusu ise ameliyat kaçınılmaz olabiliyor. 

 

Her hastamda risk kar zarar durumunu kendi çocuğumu ameliyat eder gibi yapmaya çalışıyorum diyen Prof Dr Ozan Özgürsoy söyle devam etti:  “Benim geniz ameliyatı yaptığım en küçük hastam 5 aylık premature bir erkek çocuktu” Maalesef ememe, beslenememe, ciddi kilo kaybı, gelişim durması ortaya çıkmıştı ve ameliyat zorunlu hale gelmişti. Ameliyat sonrası bebek ve ailenin mutluluğu yüzünden okunuyordu diyebilirim. Tabi benimki de J

 

Prof Dr Ozan Özgürsoy Ankara Çocuk KBB Pediatrik KBB Ankara Geniz Eti Ameliyatı Ankara Bademcik Ameliyatı Dr Ozan Özgürsoy yardım alabileceğiniz çocuğunuzu emanet edebileceğiniz güvenilir bir cerrahtır

PaylaşFacebookTwitter

Ağız İçi, Boğaz ve Yutak Kanserleri

Ağız İçi, Boğaz ve Yutak Kanserleri: Belirtiler, Tanı ve Tedavi Süreci

Ağız İçi, Boğaz ve Yutak Kanserleri Nedir?

Ağız içi (oral), boğaz (faringeal) ve yutak (orofaringeal) kanserleri, baş ve boyun bölgesinde bulunan dokularda gelişen kötü huylu tümörlerdir. Bu kanser türleri, ağız tabanı, dil, bademcikler, yutak, yutak arkası, gırtlak ve burun boşluğu gibi bölgeleri etkileyebilir.

Belirtiler

Ağız içi, boğaz ve yutak kanserlerinin belirtileri şunları içerebilir:

  • Ağızda veya boğazda iyileşmeyen yaralar
  • Ağızda veya boğazda kırmızı veya beyaz lekeler
  • Yutma zorluğu veya ağrılı yutma
  • Ses değişiklikleri veya ses kısıklığı
  • Kulak ağrısı
  • Boyunda şişlik veya kitle
  • Ağızda uyuşma veya his kaybı
  • Kilo kaybı
  • Kronik öksürük veya boğaz ağrısı

Risk Faktörleri

Bu kanser türlerinin risk faktörleri arasında:

  • Tütün kullanımı (sigara, puro, pipo ve çiğneme tütünü)
  • Alkol tüketimi
  • İnsan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu
  • Zayıf beslenme
  • Güneş ışığına aşırı maruz kalma (dudak kanseri için)
  • Genetik faktörler ve aile öyküsü

Tanı

Ağız içi, boğaz ve yutak kanserlerinin tanısı şu yöntemlerle konulabilir:

  1. Fizik Muayene: Doktor, ağız, boğaz ve boyun bölgesini dikkatlice inceler.
  2. Biyopsi: Şüpheli dokudan örnek alınarak laboratuvar incelemesi yapılır.
  3. Görüntüleme Yöntemleri: CT (Bilgisayarlı Tomografi), MRI (Manyetik Rezonans Görüntüleme) ve PET (Pozitron Emisyon Tomografisi) taramaları kullanılarak tümörün boyutu ve yayılımı belirlenir.
  4. Endoskopi: Endoskop adı verilen bir cihazla boğaz ve yutak içi detaylı olarak görüntülenir.

Tedavi Süreci

Tedavi süreci, kanserin evresine, tümörün yerleşimine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Yaygın tedavi yöntemleri şunlardır:

  1. Cerrahi Müdahale: Tümörün cerrahi olarak çıkarılması. Erken evredeki kanserlerde oldukça etkilidir.
  2. Radyoterapi: Yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücrelerinin yok edilmesi.
  3. Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini durdurmak için ilaç tedavisi.
  4. Hedeflenmiş Terapi: Kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen özel ilaçlar kullanılır.
  5. İmmünoterapi: Bağışıklık sistemini kanserle savaşmaya teşvik eden tedavi yöntemleri.

Hasta Öyküsü: Ayşe Hanım’ın Hikayesi

Ayşe Hanım, 52 yaşında, uzun süre geçmeyen boğaz ağrısı ve ses kısıklığı şikayetleri ile Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy’a başvurmuştur. Yapılan muayene ve biyopsi sonucunda yutak kanseri teşhisi konulmuştur.

Dr. Gürsoy, Ayşe Hanım’a kombine bir tedavi planı önererek cerrahi müdahale ve radyoterapi uygulamıştır. Ameliyat sonrası döneminde Ayşe Hanım, beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile desteklenmiş ve düzenli takiplerle sağlık durumu izlenmiştir. Altı aylık tedavi sürecinin ardından yapılan kontrollerde Ayşe Hanım’ın kanserli hücrelere rastlanmamış ve tamamen iyileştiği belirlenmiştir.

Sonuç

Ağız içi, boğaz ve yutak kanserleri, erken teşhis ve uygun tedavi ile başarılı bir şekilde kontrol altına alınabilir. Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy, bu alanda uzmanlaşmış olup, en güncel tedavi yöntemlerini uygulayarak hastalarına umut olmaktadır. Eğer yukarıda belirtilen belirtileri yaşıyorsanız veya risk altındaysanız, hemen bir uzmana başvurmanız hayati önem taşımaktadır.

Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy ve ekibi, ağız içi, boğaz ve yutak kanserleri tedavi süreçlerinde yanınızda olmaktan mutluluk duyacaktır.


 

Uyku Apnesi

Uykuda Solunum Durması (Uyku Apnesi) ve Robotik Cerrahi ile Tedavi

Uyku Apnesi Nedir?

Uyku apnesi, uyku sırasında solunumun tekrar tekrar durması ve başlaması ile karakterize edilen ciddi bir uyku bozukluğudur. Bu durum, genellikle hava yolunun tıkanması nedeniyle ortaya çıkar ve uykunun kalitesini olumsuz etkiler. Uyku apnesi, tedavi edilmediğinde kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve inme gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Uyku Apnesi Türleri

Uyku apnesinin üç ana türü vardır:

  1. Obstrüktif Uyku Apnesi (OSA): En yaygın görülen tiptir. Hava yolunun tıkanması sonucu ortaya çıkar.
  2. Merkezi Uyku Apnesi (CSA): Beyin, solunumu kontrol eden kaslara sinyal göndermez.
  3. Karma (Kompleks) Uyku Apnesi: Hem obstrüktif hem de merkezi uyku apnesinin kombinasyonudur.

Belirtiler

Uyku apnesinin belirtileri arasında:

  • Yüksek sesle horlama
  • Uyku sırasında boğulma veya nefes nefese kalma hissi
  • Gündüz aşırı uyku hali
  • Sabah baş ağrısı
  • Konsantrasyon zorluğu
  • Huzursuz uyku
  • Ağız kuruluğu veya boğaz ağrısı ile uyanma

Tanı

Uyku apnesinin tanısı, uyku laboratuvarında yapılan polisomnografi (uyku testi) ile konulabilir. Bu test, uyku sırasında beyin dalgaları, oksijen seviyesi, kalp hızı ve solunum hareketleri gibi vücut fonksiyonlarını izler.

Robotik Cerrahi ile Tedavi

Robotik cerrahi, uyku apnesinin tedavisinde kullanılan modern ve etkili bir yöntemdir. Bu yöntem, özellikle geleneksel cerrahi tedavilere yanıt vermeyen veya ağır uyku apnesi olan hastalar için uygundur.

  1. Minimal İnvaziv Yaklaşım: Robotik cerrahi, minimal invaziv bir yöntemdir. Bu, daha küçük kesiler ve dolayısıyla daha az ağrı, daha az kanama ve daha hızlı iyileşme anlamına gelir.
  2. Yüksek Hassasiyet: Robotik cerrahi, cerrahın el hareketlerini hassas bir şekilde taklit eden robotik kollar sayesinde yüksek hassasiyet sağlar. Bu, özellikle karmaşık ve hassas bölgelerdeki cerrahi işlemler için idealdir.
  3. Daha İyi Görüş: Robotik sistem, üç boyutlu yüksek çözünürlüklü görüntüleme sağlar, bu da cerrahın operasyon bölgesini daha iyi görmesini ve daha etkili müdahalelerde bulunmasını sağlar.

Robotik Cerrahi Süreci

  1. Değerlendirme ve Hazırlık: Hastanın durumu detaylı olarak değerlendirilir ve cerrahiye uygun olup olmadığı belirlenir. Operasyon öncesi gerekli tüm testler yapılır.
  2. Ameliyat: Operasyon sırasında, cerrah robotik sistemin konsolundan robotik kolları kontrol eder. Bu kollar, cerrahın hassas ve kontrollü hareketlerini gerçekleştirir.
  3. İyileşme: Ameliyat sonrası iyileşme süresi, geleneksel cerrahiye göre daha kısadır. Hastalar genellikle birkaç gün içinde normal aktivitelerine dönebilir.

Hasta Öyküsü: Mehmet Bey’in Hikayesi

Mehmet Bey, 48 yaşında, uzun süredir horlama ve gündüz aşırı uyku hali şikayetleri ile Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy’a başvurmuştur. Yapılan uyku testi sonucunda obstrüktif uyku apnesi teşhisi konulmuştur.

Dr. Gürsoy, Mehmet Bey’e robotik cerrahi ile tedavi önermiştir. Başarıyla gerçekleştirilen ameliyat sonrası Mehmet Bey’in uyku apnesi belirtileri büyük ölçüde azalmış ve uyku kalitesi artmıştır. Ameliyat sonrası dönemde Mehmet Bey, kısa sürede günlük aktivitelerine dönmüş ve yaşam kalitesinde belirgin bir iyileşme gözlemlenmiştir.

Sonuç

Uyku apnesi, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir durumdur, ancak modern cerrahi yöntemlerle etkili bir şekilde tedavi edilebilir. Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy, uyku apnesi tedavisinde robotik cerrahi kullanarak hastalarına en güncel ve etkili çözümleri sunmaktadır. Eğer uyku apnesi belirtileri yaşıyorsanız veya risk altındaysanız, hemen bir uzmana başvurmanız hayati önem taşımaktadır.

Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy ve ekibi, uyku apnesi tedavisinde yanınızda olmaktan mutluluk duyacaktır.

Gırtlak ve Ses Teli Kanseri

Gırtlak ve Ses Teli Kanseri: Belirtiler, Tanı ve Tedavi Süreci

Gırtlak Kanseri Nedir?

Gırtlak kanseri, gırtlak (larinks) bölgesinde ortaya çıkan kötü huylu tümörlerdir. Gırtlak, ses tellerini barındıran ve nefes almayı, konuşmayı ve yutmayı kontrol eden bir organdır. Gırtlak kanseri, genellikle ses tellerinde başlar ve bu nedenle ses teli kanseri olarak da adlandırılır.

Belirtiler

Gırtlak kanserinin en yaygın belirtileri arasında:

  • Ses kısıklığı veya ses değişiklikleri
  • Boğazda veya boyunda şişlik
  • Yutma güçlüğü
  • Sürekli öksürük
  • Kilo kaybı
  • Nefes darlığı

Bu belirtiler, diğer daha az ciddi durumlarla da ilişkili olabilir, ancak iki haftadan uzun süren belirtiler durumunda bir uzmana başvurmak önemlidir.

Tanı

Gırtlak kanseri tanısı, çeşitli yöntemlerle konulabilir:

  1. Fizik Muayene: Doktor, boyun ve boğazı inceleyerek şişlik veya anormallik arar.
  2. Laringoskopi: Laringoskop adı verilen bir cihazla gırtlağın içi görüntülenir.
  3. Biyopsi: Şüpheli dokudan örnek alınarak laboratuvar incelemesi yapılır.
  4. Görüntüleme Yöntemleri: BT (Bilgisayarlı Tomografi), MRI (Manyetik Rezonans Görüntüleme) ve PET (Pozitron Emisyon Tomografisi) taramaları kullanılarak tümörün boyutu ve yayılımı belirlenir.

Tedavi Süreci

Tedavi süreci, kanserin evresine, tümörün yerleşimine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Yaygın tedavi yöntemleri şunlardır:

  1. Cerrahi Müdahale: Tümörün cerrahi olarak çıkarılması. Erken evredeki kanserlerde oldukça etkilidir.
  2. Radyoterapi: Yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücrelerinin yok edilmesi.
  3. Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek veya büyümelerini durdurmak için ilaç tedavisi.
  4. Hedeflenmiş Terapi: Kanser hücrelerinin büyümesini engelleyen özel ilaçlar kullanılır.

Hasta Öyküsü: Ali Bey’in Hikayesi

Ali Bey, 55 yaşında, uzun yıllar sigara içmiş ve boğazında geçmeyen ağrı ve ses kısıklığı şikayetleriyle Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy’a başvurmuştur. Yapılan laringoskopi ve biyopsi sonucunda ses teli kanseri teşhisi konulmuştur.

Erken evrede yakalanan kanser için Dr. Gürsoy, cerrahi müdahale ve radyoterapi kombinasyonunu önermiştir. Ali Bey, başarıyla gerçekleştirilen ameliyat sonrası radyoterapi sürecine girmiştir. Tedavi sürecinde, diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri de önerilmiştir.

Altı aylık tedavi sürecinin ardından Ali Bey’in yapılan kontrollerinde kanserli hücrelere rastlanmamış ve tamamen iyileştiği belirlenmiştir. Ali Bey, yaşam tarzında yaptığı değişiklikler ve düzenli kontrollerle sağlıklı bir şekilde hayatına devam etmektedir.

Sonuç

Gırtlak ve ses teli kanseri, erken teşhis ve uygun tedavi ile başarılı bir şekilde kontrol altına alınabilir. Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy, bu alanda uzmanlaşmış olup, en güncel tedavi yöntemlerini uygulayarak hastalarına umut olmaktadır. Eğer yukarıda belirtilen belirtileri yaşıyorsanız veya risk altındaysanız, hemen bir uzmana başvurmanız hayati önem taşımaktadır.

Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy ve ekibi, gırtlak ve ses teli kanseri tanı ve tedavi süreçlerinde yanınızda olmaktan mutluluk duyacaktır.

Çocuklarda Geniz Eti

Çocuklarda Geniz Eti, Bademcik ve Orta Kulak Hastalıkları: Belirtiler, Tanı ve Tedavi Süreci

Geniz Eti ve Bademcik Nedir?

Geniz eti (adenoid) ve bademcikler (tonsiller), bağışıklık sisteminin bir parçası olarak vücudu enfeksiyonlara karşı koruyan dokulardır. Geniz eti burun boşluğunun arkasında, bademcikler ise boğazın her iki yanında bulunur. Özellikle çocuklarda bu dokuların büyümesi ve iltihaplanması sıkça görülür.

Orta Kulak Hastalıkları Nedir?

Orta kulak hastalıkları, kulak zarı ile iç kulak arasında yer alan bölgeyi etkileyen enfeksiyonlar ve iltihaplanmalardır. Çocuklarda en yaygın görülen orta kulak hastalığı, otitis media (orta kulak iltihabı)dır.

Belirtiler

Geniz eti, bademcik ve orta kulak hastalıklarının belirtileri arasında:

  • Sürekli burun tıkanıklığı ve ağızdan nefes alma
  • Horlama ve uyku apnesi
  • Sık sık boğaz ağrısı ve bademcik iltihabı
  • Yutma güçlüğü
  • İşitme kaybı veya kulak ağrısı
  • Tekrarlayan orta kulak enfeksiyonları
  • Halsizlik ve iştahsızlık

Tanı

Bu hastalıkların tanısı, detaylı bir kulak burun boğaz (KBB) muayenesi ile konulabilir:

  1. Fizik Muayene: Doktor, boğaz, burun ve kulakları inceleyerek belirtileri değerlendirir.
  2. Endoskopi: Burun ve boğazın iç yapısının görüntülenmesi için kullanılır.
  3. Odyometri: İşitme testleri ile orta kulak fonksiyonları değerlendirilir.
  4. Timpanometri: Kulak zarının ve orta kulak basıncının ölçülmesi.

Tedavi Süreci

Tedavi süreci, hastalığın şiddetine ve çocuğun genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Yaygın tedavi yöntemleri şunlardır:

  1. İlaç Tedavisi: Enfeksiyon durumlarında antibiyotikler ve ağrı kesiciler kullanılır.
  2. Cerrahi Müdahale:
    • Adenoidektomi: Geniz etinin cerrahi olarak çıkarılması.
    • Tonsillektomi: Bademciklerin cerrahi olarak çıkarılması.
    • Miringotomi: Orta kulak iltihabı durumlarında kulak zarına küçük bir kesik yapılarak sıvının boşaltılması.
  3. Kulak Tüpü Uygulaması: Orta kulakta sıvı birikimi ve tekrarlayan enfeksiyonlar için ventilasyon tüpü yerleştirilmesi.

Hasta Öyküsü: Zeynep’in Hikayesi

Zeynep, 6 yaşında, sık sık boğaz ağrısı ve kulak enfeksiyonu şikayetleri ile Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy’a getirilmiştir. Yapılan muayene ve testler sonucunda Zeynep’in geniz eti büyümesi ve kronik bademcik iltihabı olduğu tespit edilmiştir.

Dr. Gürsoy, Zeynep’e geniz eti ve bademcik ameliyatı önermiştir. Başarıyla gerçekleştirilen ameliyat sonrası Zeynep’in belirtileri büyük ölçüde ortadan kalkmış ve uyku kalitesi ile genel sağlığı önemli ölçüde iyileşmiştir. Takip eden kontrollerde Zeynep’in kulak enfeksiyonlarının da azaldığı gözlemlenmiştir.

Sonuç

Çocuklarda geniz eti, bademcik ve orta kulak hastalıkları, erken teşhis ve uygun tedavi ile başarılı bir şekilde kontrol altına alınabilir. Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy, bu alanda uzmanlaşmış olup, çocuklarınızın sağlığı için en güncel tedavi yöntemlerini uygulamaktadır. Eğer çocuğunuz yukarıda belirtilen belirtileri yaşıyorsa, hemen bir uzmana başvurmanız hayati önem taşımaktadır.

Prof. Dr. Ozan B. Gürsoy ve ekibi, çocukların sağlıklı bir şekilde büyümesi ve gelişmesi için yanınızda olmaktan mutluluk duyacaktır.